Cihanbeyli HaberCihanbeyli HaberleriCihanbeyli son dakikaCihanbeyli okullarCihanbeyli
DOLAR
35,1953
EURO
36,7498
ALTIN
2.965,99
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Konya
Parçalı Bulutlu
8°C
Konya
8°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
9°C
Pazartesi Çok Bulutlu
9°C
Salı Hafif Yağmurlu
8°C
Çarşamba Çok Bulutlu
8°C

Bırongo Köylü

Cihanbeyli Yeniceoba doğumlu halen Danimarka da yaşamakta olup çok sayıda hikaye yazmıştır

Bırongo Köylü -ÜÇÜZ MEZARLIK ÇİÇEKLERİ

06.01.2023 09:05 | Son Güncellenme: 06.01.2023 09:07
525
A+
A-

ÜÇÜZ MEZARLIK ÇİÇEKLERİ
(………Öyküden bir bölüm…)……

Yetmişli yılların başında KONYA’ya gitmek, biz çocukların hayallerini süslerdi.Bir ayrıcalıktı başlı başına. Bir talih kuşuydu giden için. Oraya göç etmiş ,Yeniceobadan tanıdıklar köye dönünce, güneş görmemiş tenleri, sıcakta oyun delisi olan bizlerin kara kuru tenlerinin yanında kendini belli ederdi. O yaşlarda ,apartman hayatından dolayı ,dışarda pek zamanlarının olmayışından, güneş altında fazla dolaşmadıklarından dolayı, tenlerinin beyaz kaldığını bilemezdik.Onları gören mahalle arkadaşları, Konya hakkında merak ettiklerimizi sorardık.Onlarda böbürlenerek abartılı şekilde anlatınca, oraya gitme aşkı depreşirdi . Yadeğilse; ağır bir hastalıkta doktora, yada düğün için çeyiz almada gitme şansımız olurdu. Bende bir iki defa annemin hastalığı nedeniyle onunla gitmiştim.
At arabalarından gelen , asfalttaki nal sesleri, sürekli korna çalan ARÇELİK isimli üç tekerlekli minibüslerin eksoz kokuları, kalabalık sokaklar ve namaz vaktinde dört bir taraftan gelen ezan sesleri bizi cezbederdi.Hele her köşe başında, insanlardan korkmadan yerde koşuşan güvercinleri, hep hamle yapıp tutmak isterdim. Onların korkup kaçmamaları beni dahada tutmaya teşvik ederken, elimden sıkıca tutan babam, ikide bir beni azarlar, bırakmazdı.Kapının önündeki lokantacıları ”Buyur abiii, aile yerimiz vaar!, buyruuun!” diye ısrarla bizi içeri davet ederlerdi.Kendi bahçelerinin ürünlerini satmak için avazı çıktığı kadar bağıran seyyar satıcıların bağırtıları ortalığı alıyordu.”Domatiizz 5 liraaa!! Ayşe fasülyesi 3 liraaa, Ayşeyeee geeel!! diye bas bas bağırmaları Konya sokaklarına başka bir çeşni katıyordu.
Tam o sıralarda Memet abimin Konya sebze halinde sebze satmak için Konya’ya göç edeceğini duyunca , oraya gitme şansı doğmuştu bana. Kimseye danışmadan, arkadaşlara Konya’ya gideceğimi böbürlenerek anlatmıştım.Herkes inanmış, beni şaşkınlıkla dinliyorlardı.Hem ,üç hafta önce, beni 11 yaşımda öksüz bırakıp giden annemden dolayı buhranlar geçiriyordum. Apansız giden onun ardından gözyaşı dökmediğim bir gece yoktu. Konya’ya gitmek bir heyecan, bir moral olacaktı bana.
Ben annemin dört kızdan sonra gelen ilk erkek çocuğu olduğum icin onun dalolıydım. Daha kendimi hala onun dalolı sanıyordum.Ve benim isteklerimi iki etmediklerini,benim isteklerimin emir oldugunu sanıyordum.Tabi zamanla anlıyacaktım onlar, o emirlerin sadece annelere söylenebileceğini ve sadece annelere geçerli olduğunu.Çünkü erkek çocuklar annelerinin prensi, kızlar ise prensesidir.Daha öyle sandığım için ,bende Konya’ya Memet abimle gitmek istediğimi söyleyince;
_Daha dur önce yerleşsinler,sonra başka bir gün gidersin !dediler.Ben anlamamış, diretiyor, ayağımı yere vuruyordum. Öyle alışmıştım zorla yaptırmayı, annesinin şımarık çocuğuydum’ya. Baktılar ağlamaktan sesim kısıldı, kapıları taşlıyorum;
_Tabi tabi!!,Dayıları Kuşçalı’ya ,Kuşçanın dağı, ovası taş dolu,ordan geliyor bu taş atmalar!. Abimin evinin önünde kamyona taşınan eşyaları görünce , soluğu orda almıştım. Şoför mahalinde boş yer yoktu.Abim baktı ,baktı…, yanağımda süzülen yaşları görünce acımıştı bana.
_Îyi tamam,gel! dedi.Kamyonun kasasına tırmanıp halıların ve şark odası icin yapılan sert yastıkların durduğu, kamyonun arka tekerleklerinin olduğu köşeye bir sehpa koyup, beni çağırdı..
_İsmail ,gel o zaman otur buraya!, dedi.Ama sakın kalkmıyacaksın ayağa!!, tamam mı! , dedi.Ben gözyaşlarımı elimin tersiyle silip:
-Tamam… Valla kalkmıyacam,söz! ,dedim.Ablam Base , Hale ve Döne’de beni sıkı sıkı tenbihlediler. İçim içime sığmıyordu.Ben Konya´ya bir iki kere gitmiştim. Rahmetli annemin hastalığı dolayısıyle. O her nereye giderse benide yanına alırdı .ÇINAR isimli eski bir otelin küçük balkonuna çıkmıştım. Yandaki balkonda otelin temizlikçi kadını beni balkonda görünce kızgınlıkla;
_Lan eşşek! Gir iceri!, deyince ,annem hemen balkona çıkıp;
_Eşşek sen!! Niye eşek diyor çocuğa!! ,deyince,kadın özür dileyip içeri kaçmıştı.Oydu Konyadan hatırladığım.
Ben abime söz verdiğim halde, yolda başımı yavaş yavaş yukarıya kaldırıp dışarıyı seyrediyordum.İşte mezarlığın yanından geçiyordum.Daha yaşım 11 idi.Göz ucuyle mezarlığa baktım.Annem öleli üç hafta falan olmuştu. Taze toprak renkli mezarları aramıştım hüzünlü gözlerle.Orda mezarcı Mahmi Kezeyyi görmüştüm. Komşumuz olduğu icin onu hemen tanımıştım. Elinde kürekle mezarlığın ortasında çalışıyordu.Dua olarak sadece SÜPHANEKE’yi bilirdim. Açtım ellerimi, mezarlığa bakarak süphanekeyi okudum.Dudaklarım titriyor;
_Anne seni özledim ,nerdesin, beni bırakıp
gittin.. deyince hıçkırıklar boğazımda düğümlenmiş, git gide uzaklaşan mezarlığı artık bulanık gözlerim seçemiyordu.Artık onu görmemin imkansız oldugunu biliyor ,bağırmanın,ağlamanın bir şeye yaramıyacağını öğreniyordum. Artık kimsenin beni kaale almadıklarını sezinliyordum.Ben taçsız bir prenstim artık.Anneme geçerliymiş prensliğim, ondan gayrisi elalemmiş. Hayat bana yavaş yavaş öğretiyordu. Rüzgar çıkmıştı. Yavaş yavaş üşümeye başlamıştım.Gözlerimden akan yaşlarla yüzüm üşüyordu.Mezarlık artık geride kalmıştı. Köyümden değil, annemin mezarından uzaklaştığım için ,sanki yanlızlık sarmıştı beni. Gide gide pişmanlık duymaya başlamıştım köyden ayrıldığım için.Gurbetliğin rüzgarları yaman esiyordu kalbime….Devamı ilerki bir zamanda inşaallah…..)

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.