TARİHİN IŞIĞINDA İNSUYU NAHİYESİNDE
BULUNAN SU DEĞİRMENLER
İnsan doğumundan ölümüne kadar beslenmek zorundadır. Beslenmenin en önemli kaynağı ise buğday olmuştur. Buğdayın un yapılması bütün medeniyetlerde öncelikle düşünülmüştür. İnsanlar bulundukları coğrafya şartlarına uygun olarak insan, hayvan, rüzgar, su, elektrik vb. kullanarak buğdayı una çevirmiş ve beslenmesini sağlamıştır.
Osmanlı devrinde rüzgar ve özellikle de sudan yararlanılarak halkında ihtiyacını giderecek değirmenler (âsiyâb) yapılmıştır.
Konya da değirmenler ise su kaynaklarının durumuna göre Meram ve havalisi başta olmak üzere Konya, Hatunsaray, Sudiremi ve Saidili nahiyelerinde daha çok bulunmaktadır. Bütün köylerde değirmen bulunmadığı için köylüler kendi köylerine en yakın bulunan değirmenlere yönelmiş, buda sosyal ve kültürel olarak köylerin şekillenmesine yol açmıştır.
Değirmenler suyun durumuna göre süreli olarak çalıştığı gibi yılın on iki ayında da sürekli çalışanlar olmuştur. Değirmenler durumlarına göre ise farklı vergilendirilmişlerdir. Yeni yapılacak değirmenler şayet aynı su kaynağı üzerinde yapılacaksa, aralarında en az 500 metre bulunmasına da dikkat edilmiştir.
Değirmen işletenler öğüttükleri buğdaydan 1/30 hak alırken, zaman içerisinde 1/20 ye kadar bu oran yükselmiştir.
1500, 1518, 1539, 1584 tarihli mufassal tahrir defterlerinde KONYA kazası;
Konya-Sahra
Hatunsaray
Sudiremi
Saidili
Zengicek
İnsuyu
Nahiyelerine ayrılmıştır.1539 ve 1584 tahrirlerinde ise İNSUYU ve Zengicek Turgut kazasına nakledilmişlerdir. Bu nakillerin olması, İNSUYU nahiyesindeki verilerin maalesef yetersiz olmasına yol açmıştır.
Osmanlı kayıtlarında değirmenlerin sayıları tespit ve kayıt edilirken, içlerindeki un öğüten taş sayısına göre (bâb) yazılırdı, vergiler de yine bu taş sayısına göre yapılırdı. Bölgede 16-39 taşlı değirmenler de bulunmakta idi , bunlar günümüze göre bir çeşit sanayi fabrikası gibi çalışmaktaydılar.
İnsuyu nahiyesinde 1500 yılında bulunan değirmenlerde toplam 8 taş bulunmakta idi ve yıllık 440 akçe gelirleri vardı, 1518 yılında ise taş sayısının toplamı 16’ya çıkmış ve 630 akçe yıllık gelir elde edilmiştir. Aylık 5 akçe üzerinden ise vergilendirme yapılmıştır.
Pınarbaşı mezrasında bulunan değirmenin gelirlerinin bugün Bulduk Köyünde bulunan ve halk arasında tekke denilen ama gerçekte BULDUK DEDE ZAVİYESİ olan zaviyeye verilmek üzere vakfedilmiştir. (Bulduk Tekkesi Gerçeği )
Yine Pınarbaşı mezrasında bulunan değirmen, 1500 yılındaki kayıtlarda bulunmazken 1518 yılındaki kayıtlarda bulunması, değirmenin yapılış tarihinin de 1500-1518 yılları arasında olduğu anlaşılmakta olup ,buda değirmenin tarihin bilinmesi açısından da son derece önemli ve yeni bir bilgidir.
Pınarbaşı köyündeki su kaynağı
1539 ve 1584 yıllarında ki verilere ise İnsuyu nahiyesinin Turgut kazasına nakillerinden dolayı erişelememiştir.
İnsuyu nahiyesinde bulunan su değirmenleri ;
Köyler
1500 yılı
1518 yılı
1539 yılı
1584 yılı
Bâb
Süre
Gelir
Bâb
Süre
Gelir
Bâb
Süre
Gelir
Bâb
Süre
Gelir
Bulduk
2
12 ay
120
*
*
*
*
*
*
*
*
*
Derecik
*
*
*
1
8 ay
40
*
*
*
*
*
*
Devlethan
1
12 ay
60
2
10 ay
100
*
*
*
*
*
*
Devlethan
1
12 ay
60
1
8 ay
40
*
*
*
*
*
*
Devlethan
*
*
*
2
4 ay
35
*
*
*
*
*
*
İnköyü
*
*
*
2
6 ay
60
*
*
*
*
*
*
İnköyü
*
*
*
1
4 ay
20
*
*
*
*
*
*
Horata
1
10 ay
50
1
10 ay
50
*
*
*
*
*
*
Dündar
1
12 ay
60
1
12 ay
60
*
*
*
*
*
*
Sülehisar
2
9 ay
90
2
9 ay
90
*
*
*
*
*
*
Sülehisar
*
*
*
1
3 ay
15
*
*
*
*
*
*
Pınarbaşı
*
*
*
2
12 ay
120
*
*
*
*
*
*
Toplam
8
*
440
16
*
630
*
*
*
*
*
*
Bâb:Değirmen taşı
Yazı Orhan Tekşen ✍️